Ana Sayfa Kültür & Sanat 9 Mayıs 2025 12 Görüntüleme

EÜ’nün duayen hocaları üniversitenin tarihini anlattı

Yetmişinci kuruluş yıl dönümünü kutlayan Türkiye’nin bilim çınarı Ege Üniversitesinde “Geçmişten Geleceğe Bilim ve Kültürde Köklü Mirasa Yolculuk Sempozyumu” gerçekleşti. Başkanlığını Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Ersan’ın yaptığı açılış panelinde; EÜ Tıp Fakültesi emekli öğretim üyeleri Prof. Dr. Hakkı Ata Erdener ve Prof. Dr. İsa Durmaz, Edebiyat Fakültesi emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Zeynep Mercangöz, Hemşirelik Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Aynur Türeyen, Spor Bilimleri Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Bahtiyar Özçaldıran üniversitenin tarihsel gelişimlerini kendi alanları özelinde katılımcılara aktardı.

Ege Üniversitesi, köklü geçmişine ışık tutan anlamlı bir etkinliğe daha imza attı. Prof. Dr. Yusuf Vardar MÖTBE Kültür Merkezi’nde düzenlenen “Ege Üniversitesi’nde Geçmişten Geleceğe Bilim ve Kültürde Köklü Mirasa Yolculuk Sempozyumu” oturumları devam ediyor. Oturum başkanlığını Ege Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Ersan’ın yaptığı açılış paneline üniversitenin duayen öğretim üyeleri katılarak hem Ege Üniversitesinin geçmişine ışık tuttular hem de geleceğe yönelik değerli görüş ve önerilerini, anı ve anekdotlar eşliğinde izleyicilerle paylaştılar. Katılımcılar, Ege Üniversitesinin kuruluşundan bugüne bilim, eğitim ve topluma hizmet yolculuğunda yaşanan dönüm noktalarını samimi bir atmosferde dinleme fırsatı buldular.

Prof. Dr. İsa Durmaz, Ege Üniversitesinin geçmişten günümüze önemli bir gelişim gösterdiğine dikkat çekti. Prof. Dr. İsa Durmaz,  “Ege Üniversitesinde görev alan bütün çalışanlar çıtayı biraz daha yukarıya çekmek için emek sarf etmiştir. Bizim dönemimiz sadece birkaç dershane ve amfiden ibaretti. Bugünkü Ege Üniversitesini düşündüğümüzde o yılların koşullarını anmak oldukça ilginç geliyor. Üniversitenin zorluklarına rağmen, bizleri iyi yetiştiren hocalarımız, altı yıl boyunca özgüvenli bir şekilde mezun olmamızda önemli rol oynadılar. Anabilim Dalı Başkanlığına atandığım dönemde dünyada ne yapılıyorsa bu klinikte de yapılacak, Türkiye’de çözülemeyen her sorunun burada çözülmesi gerek diye düşündüm” diye konuştu.

Genç jenerasyona büyük olanaklar sunmalıyız”

EÜ Tıp Fakültesinin imza attığı önemli gelişmeleri aktaran Prof. Dr. Hakkı Ata Erdener, “Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı, Türkiye’de ilk kurulan çocuk cerrahisidir. Asistanlığım boyunca bütün ameliyatlar açık ameliyat şeklinde gerçekleşiyordu. 90’lı yılların sonu 2000’li yılların başından itibaren kapalı ameliyatlara başlandı. Bugün Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi ABD, Türkiye’de en fazla kapalı ameliyat ve robotik cerrahi ameliyatı yapan kliniktir. Bu açıdan da zirvede olduğumuzu söyleyebilirim. Geçmişe bakarak geleceği görebileceğimizi düşünüyorum. Ben hep şunu savunmuşumdur; eski üniversiteler köklü üniversitelerdir gelenekleri ve yönetmelikleri çok önemlidir. Eski üniversitelerin dezavantajlarından biri ise yaşlanan üniversiteler olmasıdır. Dolayısıyla bu yaşlanmayı tecrübeyle birleştirirken mutlaka genç jenerasyona büyük olanaklar vermeye devam etmek durumundayız. Son olarak belirtmek isterim ki, katıldığım her toplantıda Ege Üniversitesini temsil ederken büyük bir saygınlıkla karşılanıyorum, üniversitemle gurur duyuyorum” dedi.

Konuşmasını sunumlarla zenginleştiren Prof. Dr. Zeynep Mercangöz, Ege Üniversitesinin içinde bulunan köşkler hakkında konuştu. Prof. Dr. Mercangöz, “Ballian Köşkü, Kağıt ve Kitap Sanatları Müzesi olarak kullanılıyor. Türkiye’de ve belki de dünyada da bu bağlamdaki ilk ve tek müze. 2012 yılında ilk oluşturulduğunda Nedim Sönmez’in kendi koleksiyonlarını bağışlayarak sunduğu katkılar, müze için oldukça önemlidir. Müze, zengin bir kataloğa da sahip çünkü iki binin üzerinde eser barındırıyor. Burada değinmek istediğim iki ayrıntı bulunuyor. Müzeye girer girmez ziyaretçiyi karşılayan, 38 ülkeden 42 sanatçının hazırladığı, bahçedeki otlardan hazırladıkları iki pano; birinde dünya diğerinde İzmir haritası bulunuyor” dedi.

“Ege Üniversiteli olmanın ayrıcalığını fark edin”

Akademik hayatından meslek yaşamına Ege Üniversitesinin hayatındaki önemine değinen Prof. Dr. Aynur Türeyen, “Adeta bir kongre niteliğindeki bu sempozyumda bulunmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Bu, yalnızca festival niteliğinde kutlanan bir 70’inci yıl değil, bilimi aktaran, geçmişten günümüze köklerden dallara ulaşan bir bilimsel yolculuk. Bu bağlamda coşkumu sizlere de aktarmak istiyorum çünkü Ege Üniversiteli olmanın ayrıcalığını fark edin istiyorum. İyi ki Ege Üniversitesi mezunuyum, mensubuyum, her zaman bundan gurur duydum. Ben bu üniversiteye başladığımda 21 yaşındaydı, şimdiyse 70 yaşında. Her aşamasından onur duyduğum, çok keyifli yıllardı bu yıllar. Akademide çabalarken, ter dökersiniz, yorulursunuz, üzülürsünüz, geceler bitmek bilmez ama sonuçları çok güzeldir. Hep söylerim; ‘Kaynama noktasına gelene kadar su neler çekiyordur?’ diye. Bu yüzden zahmetsiz rahmet olmaz, bulut kararmadan yağmur yağmaz” dedi.

Türk sporuna önemli isimler kazandırdık”

Spor Bilimleri Fakültesinin başarılarına dair konuşan Prof. Dr. Bahtiyar Özçaldıran, “Spor olgusu, dünyanın en önemli olgularından bir tanesi. İnsanları peşinden sürükleyen, milyarlarca insanı ekranlara kilitleyen, bayrağı dalgalandıran ve o bayrakla beraber İstiklal Marşı söyleten çok nadir bir olgu. Biz bunun peşinde koşan, bu ideallerle büyümüş hocalarız. 1990 yılında açtığımız Ege Üniversitesi havuzunun, Türk sporuna kimleri kazandırdığını, yüzme sporuna neler kattığını onur ve gururla söylemek isterim. Hepinizin çok yakından takip ettiği, iki Türk kızı Aysu Türkoğlu ve Bengisu Alçı,  Seven Ocean’ı geçiyor. Seven Ocean, Dünyadaki 7 büyük okyanustaki kanalları yaklaşık olarak 60-80 kilometre yüzülerek yapılan, büyük bir mücadele. Bu kızlarımız, büyük onur ve gururla söyleyebilirim ki Ege Üniversitesi Yüzme Havuzundan yetişmedir. Dünyada bu işi yapan yalnızca 28 insan var, 8 milyar nüfusu düşünelim, milyonlarca farklı spor dalıyla uğraşan insan var, bu 28 kişi içinde iki Türk kızı var ve bu iki kız da Ege Üniversitesi mezunu. Her yarışı bitirdiklerinde Türk Bayrağı açıyorlar ve açtıkları Türk Bayrağı’nın bir köşesinde Ege Üniversitesinin amblemi var” dedi.

Açılış Panelinin ardından katılımcılar “Ege Üniversitesi 70. Yılında: Geçmişin İzinde Fotoğraflarla Ege Üniversitesi” başlıklı fotoğraf sergisini gezdi.

 

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Yorumlar

Benzer Haberler

Tema Tasarım | Osgaka.com