afetler-ve-iklim-krizi-genc-gonullulugunu-tetikliyor.jpg
Üsküdar Üniversitesi Pozitif Psikoloji Koordinatörü ve İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Psikoloji Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Fatma Turan, 5 Aralık Dünya Gönüllüler Günü kapsamında dijital çağda gönüllülük konusuna ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
“Gönüllülük iyi olma ve iyilik yapma amacıyla gönülden verilen emektir”
Dr. Öğr. Üyesi Fatma Turan, gönüllülüğün pozitif psikoloji literatüründeki yerine dikkat çekerek, şunları söyledi:
“Gönüllülük kavramı; bir kişinin ya da bir grubun, herhangi bir sorumluluğu ve mecburiyeti olmamasına rağmen, hiçbir maddi karşılık beklemeden, topluma, bir gruba veya ihtiyaç sahibi bireylere zamanını, bilgisini, emeğini sunması olarak tanımlanmaktadır. Gönüllülük iyi olma ve iyilik yapma amacıyla gönülden verilen emektir. Bu faaliyeti gerçekleştirenlere ‘gönüllü’ denilmektedir.
Gönüllülüğün özgecilik, anlam duygusu (meaning), sosyal bağlılık (relatedness) ve öz-yeterlik mekanizmaları üzerinden iyi oluşu artırdığı görülmektedir. Yanı sıra sosyal sorumluluk projelerinde gönüllü olarak yer almanın bireylerde öz-değer ve öz-yeterliği güçlendirdiği, anlam ve amaç duygusunu derinleştirdiği, duygu düzenleme becerilerini geliştirdiği, mutluluk, şefkat, minnettarlık, aidiyet gibi pozitif duyguları artırdığı ifade edilmektedir.”
Gençler ‘Ben kimim ve dünyadaki yaşam amacım nedir?’ diye gönüllü oluyor
Dijital çağda büyüyen gençlerin gönüllülük motivasyonlarını da değerlendiren Dr. Öğr. Üyesi Fatma Turan, şu ifadeleri kullandı:
“Dijital dünyada büyüyen gençlerin gönüllülük çalışmaları noktasındaki içsel motivasyonlarını; anlam ve amaç arayışı, empati ve adalet duyarlılığı, toplumsal katkı sağlama ihtiyacı olarak ifade edebiliriz. Gençler ‘Ben kimim ve dünyadaki yaşam amacım nedir?’ sorusunu cevaplamak amacıyla gönüllülük çalışmalarına katılmaktadırlar. Ayrıca dünyadaki sosyal eşitsizlik, iklim krizi, insan ve hayvan hakları gibi konular gençlerde yoğun duygusal duyarlılık oluşturmaktadır. Yanı sıra dünyanın farklı coğrafyalarında meydana gelen doğal afetler, salgın hastalıklar, savaşlar ve göçler nedeniyle oluşan kriz dönemlerinde gençlerdeki ‘faydalı olma’ isteği daha görünür hale gelmektedir.”
Akran dayanışmasının etkisi sosyal sorumluluk projelerine katılımı artırıyor
Gönüllüğün sosyal motivasyonlarını ise ait olma ve topluluk duygusu, akran etkisi olarak anlatan Dr. Öğr. Üyesi Fatma Turan, “Olumlu yönde gelişim sağlayan dijital topluluklar gençleri harekete geçiren bir sosyal bağ oluşturmakta ve akran dayanışmasının etkisi ile sosyal sorumluluk projelerine katılım artmaktadır. Dijital dünyada büyüyen gençler sosyal sorumluluk projelerine katılım sağlayan arkadaşlarında liderlik özellikleri, iletişim becerileri, dijital içerik üretimleri, proje yönetimi gibi yetkinliklerin olumlu yönde geliştiğini görmekte, böylece gönüllülük faaliyetlerinde yer alma noktasında motivasyonları artmaktadır. Ayrıca üniversite ve iş başvurularında sosyal sorumluluk deneyimleri akranları arasında önemli bir fark yarattığı için gençler bu alanı kariyer sermayesi olarak da değerlendirmektedir.” diye konuştu.
Sosyal medya ‘göstermelik gönüllülük’ riskini de beraberinde getiriyor
Sosyal medyanın gönüllülük üzerindeki etkisine değinen Dr. Öğr. Üyesi Fatma Turan, şöyle devam etti:
“Sosyal medya gençlerin gönüllülük davranışlarını; farkındalık eşiğini düşürmek, eyleme kolay ve hızlı erişilebilirlik sağlamak, sosyal norm oluşturmak ve güçlü duygusal uyaranlar ortaya koymak suretiyle arttırabilmektedir ve bu sayede gençler yardım edecekleri kampanyaları çok daha hızlı duymakta, bağış linkleri, dijital imza kampanyaları, online eğitim projeleri gibi eylemlere daha çabuk erişilebilmektedirler. Video, kısa film, hikaye formatındaki içerikler gençlerin empati duygusunu harekete geçirerek olumlu davranışların artmasını da sağlamaktadır. Ancak sosyal medyadaki içerikler ‘göstermelik gönüllülük’ (slacktivizm) riskini de beraberinde getirmektedir. Örneğin; ‘beğen’, ‘paylaş’, ‘story at’ gibi yüzeysel davranışlar gerçek gönüllülüğün yerini alabilmekte ve beğeni, görünürlük, takipçi kazanma gibi dışsal motivasyonlar gönüllü davranışını gerçekçi olmaktan uzaklaştırmaktadır. Sosyal sorumlulukla ilgili paylaşım yapan bazı gençler ise ‘ben görevimi yaptım’ düşüncesiyle sahadaki gerçek gönüllülükten uzak kalmaktadır.”
Deprem ve afetler gönüllüğü dönüştürüyor
Deprem ve afet gibi kriz dönemlerinin gönüllülük hareketlerini dönüştürdüğünü vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Fatma Turan, “Kriz dönemleri gönüllülük motivasyonlarının hem artmasını hem de yeniden şekillenmesini sağlamaktadır. Böyle önemli dönemlerde bireylerin toplumsal dayanışma ihtiyacı artmaktadır. Deprem, sel, yangın gibi afetler toplumun ‘birlik olma’ düşüncesini, empati ve sorumluluk duygusunu aktifleştirmektedir. Krizler somut ve hızlı destek ihtiyacı oluşturduğu için gençlerde ‘ihtiyacı olan kişilerin yardımına koşma ve yanında olma’ davranışını arttırmaktadır.” dedi.
Kriz dönemlerinde gönüllülük davranışının daha profesyonel hale geldiğini ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Fatma Turan, “Belediyeler, AFAD, sivil toplum kuruluşları gibi kurumlarla koordinasyon gerçekleşmektedir. Kurumsal güven önem kazanmakta ve gençler şeffaf kurumları tercih etmektedirler. Özellikle doğal afetlerde travmatik deneyimler yaşayan gençler gönüllülük davranışının sürdürülebilir olması ve sosyal sorumluluk projelerinin yaygınlaşması yönünde davranış sergilemektedirler.” ifadesinde bulundu.
Dijital gönüllük sahayı destekliyor
Dijital gönüllülüğün sahadaki gönüllülüğü desteklediğini de ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Fatma Turan, şu değerlendirmede bulundu:
“Dijital gönüllülük, sahadaki gönüllülüğün yerine geçemez ama onu tamamlar ve dönüştürür. Dijital gönüllülüğün bu noktadaki olumlu etkilerini şu şekilde sıralayabiliriz. Herhangi bir nedenle evinden çıkamayan, öğrenci olan veya uzakta yaşayan gençler için erişilebilirliğin artırılmasına katkı sunabilir. Uzmanlık temelli destek sağlayarak; akademik mentorluk, çeviri, içerik üretimi gibi katkılar ile yeni gönüllülük türlerinin ortaya çıkmasına neden olabilir. Veri analizi, sosyal medya yönetimi, kampanya tasarımı gibi dijital beceriler ile saha ekiplerine destek olarak saha organizasyonunu güçlendirebilir. Dijital kampanyalar sayesinde çok daha geniş kitlelere ulaşılabilir ve bu durum bağış toplama gücünü arttırabilir.”
Saha çalışmaları daha yoğun emek gerektiriyor
Dijital gönüllülük konusunda dikkat edilmesi gereken etkilere de işaret eden Dr. Öğr. Üyesi Fatma Turan, “Bu etkileri şu şekilde sıralayabiliriz. Bazı gençlerde online destek yeterlidir algısının oluşması sonucu sahadan kopma ve ayrı kalma riski ortaya çıkabilir. Dijital ortam, gerçek temasın dönüştürücü etkisini taşımayabilir ve bu durum duygusal mesafe oluşmasına neden olabilir. Saha çalışmaları daha yoğun emek gerektirirken dijital içerik daha fazla görünür olabilir; bu da emek görünürlüğünün azalmasına neden olarak motivasyonun azalmasına neden olabilir. Dünyayı güzelleştirmenin yolunun gönüllülük çalışmalarından geçtiğini belirtmek istiyorum.” şeklinde sözlerini tamamladı.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
